buralar eskiden hep dudluktu şimdide öyle :D
kaç zamandır yazmaz olmuşuz. Anlatacaklarımızmı bittim yoksa bizmi bittik dersin...hep çok çalışmaktan oluyo bunlar.Kendimizi düşünmeye vakit ayırmamak denir buna :)
öyle boş vaktin olmayınca boş şeylerde düşünemiyosun haliyle. Bloga saçmalayı bırakmamız bundandır.
Ben biraz kendimden bahsedeyim.İzmire döndüğümde ilk gün babamla fena bir kavga etmiştim o ilk ve son oldu.Sanırım 4 yıllık üniversite döneminde sonra birbirimize alıştık.Birde saçma gelebilir ama onlarla yaşamam babamı mutlu ediyor.Birlikte iş yapıyor olmamız onu gururlandırıyor sanırım.Kendi dünyasında başarılı ve mutlu çünkü.
Ama ben hadi bir yıl daha yaşarım da ondan sonra ne yaparım bilmiyorum.Evlenmem lazım sanırım.Ama ortada aday yok.Haa bu arada cuma günü ablamı istemeye geliyor cteside tatlısı olucak yazada düğün.istanbulda yaşadığından olsa gerek evlenincede çok bişey değişmicek hayatımızda.Sadece benim evlenmemek için öne sürdüğüm en önemli neden ortadan kalkıyor.Ablam var daha kısmet bu işler diyodum :) soran teyzelere
Bide şimdi ablanda evlendi sıra sana geldi artıkları duyucam.Sıra geldide hani ortada adam yok kendi kendimemi evlenicem lan ben.
Sevgili blog arkadaşım bilirim sen laf olsun diye evlenmeye karşısın ama benim sonum bu galiba.
bide ablam annemin değişiyle yabancı biriyle evleniyo beni asla yabancıya vermezmiş.memleketten uygun biri çıkar onada hayır demem olur biter böyle giderse aynende böyle olur.Hayır demem diyorumda hayır diyeceğim zamanlar var tabi.Birileri evlenmeden evlenmiceğmi çok iyi biliyorum.Saçma işte ama öyle.
Bu yazda teyzemin 3 çocuğu bide ablam 4 düğün var yani.Bu yaz olalar olur anlayacağın.
Bu aralar geçen dinginlik yazın acısını çıkaracak şimdiden belli.Sırf buralar biraz yeşillensin diye yazdım bunları sen zaten biliyosun bunları da neyse artık. yazasım geldi öyle Şöyle bi çizgi çekip asıl yazmak istediklerime geleyim çizgi çekme gibi şey varmı burda dur bakayım bir
bişey buldum oldumu en son bakayım.
dün akşam iş çıkışı boya alıp kuaföre gittim dip boya yaptırmaya.Saat akşam 8 çırakların eline kaldım haliyle. Onyedi onsekiz yaşlarında iki kız.Boyayı hazırlıyor bi yandanda sohbet ediyoruz.Abla diyo (onada ayrıca bozulmadım değil neyse) kaç yaşındasın evlimisin
Yok diyorum evli değilim 23 yaşındayım. Şaşırıyo biri 23 yaşındasın bekarmısın diye.Ah be güzelim okulum yeni bitmiş zaten.Hadi diyelim bi erkek arkadaşım var ama senin gözünde kaç yaşındayken evlenmem lazımki sana normal gelsin.
Bi süre sonra aralarında sohbet ediyolar
büyük olduğunu düşündüğüm diğerine, kızım görme valla bak görmeyince çabuk geçiyor diyo.
o an sanki bi soruymuş gibi aklımdan şunlar geçiyo, ben bu sorunun cevabını biliyorum ben bunun üstüne çok şey okudum çok düşündüm hatta burda bile konusu geçmişti sanırım.
görmemek ile özlemek arasında bir denge var demiştim ne kadar sevdiğinizi ortaya koyacak kadar doğru bir denge.Sabahahttin Alinin kürk mantolu madonnasında bundan bahsediyordu.(okuduğumda evet ya aynen böyle oluyor gerçektende demiştim.)
birini zamana güvenip unutacağınıza inanıyorsanız bi ihtimaldir.Zamanla özleminiz azalır hatta kimi günler aklınıza bile gelmez yitip gider.
Birini zamanla unutacağınıza inandığınız halde unutamanızda bi ihtimaldir.Zamanla daha çok özlersiniz daha çok hayal kurarsınız yanınızda olduğu zamanlardan daha çok sevmeye başlarsınız.Ve yıllarda geçse siz daha da çok sevdiğinizi fark edersiniz.
İşte görmemek ve özlemek arasındaki orantı sizin sevginize bağlıdır. aslında tabi bunlardan hangisi olduğunu yaşamadan öğrenemezsin.yine tek çare zamandır.
Bunlardan kuafördeki kızlara bahsetmedim tabi onlar kendi dünyalarında mutlular zaten.
konuşmları şöyle devam ediyor.
Yine büyük olan daha tecrübeli olduğunu hissettirircesine akıl veriyor
Face ilişki durumunu var yap görünce kıymetini anlar belki, diğeride yapayımda abim ağzıma sıçsın diyor. Büyük olan ben yaptım işe yaradı gerçi isim yok sadece ilişki olduğu görünüyor istesem ondakikada oraya yazacak bi isim bulurum, bi sevgilim olur diyor kendinden emin.
Tek dertleri sevgili olan kızlar nede güzel dünya umrunuzda değil be.Sizin yerinizde olmak vardı.
kuaför evin altında olduğu için hadi geç oldu evde yıkarım burda beklemiyim dedim eve geldim.
Belki biliyorum ama dün akşam daha çok farkettimki biz bişeyler başarmışız aslında.Bi yerlere gelmişiz, bi şeyler biliyoruz aklımız çalışıyor ...
Artık gerisinide sen anla :)
Şimdilerde bu günlerde, hayat monoton işe git gel o kadar diyoruz o kadar değil aslında.Biz farkında olmadan bile bişeyler yapıyoruz duyduğumuz bi cümle aklımızdan geçenler hayattan beklentilerimiz hepsi şekilleniyor.
İşte böyle şeyler sevgili blog arkadaşım şimdi burayada bi çizgi çekip devam edeyim...
Evet az önce alaycı kuştaki şarkıyı buldum filmi izlemesem bu kadar etkilenmezdim sanırım
https://www.youtube.com/watch?v=3ZymjZ6nc_M
seversin sende seversin.
Annem aradı öğle arası gelecekmişte bitmedi bu nişan hazırlığı bitmedi ömrüm ömrüm.Hadi şimdilik bu kadar görüşürük.
2 Aralık 2014 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Dün gibi...
Merhaba sevgili Leyla, yazmayalı yıllar olsa da dün gibi geçen zaman. Bugün bir anda içimi dökesim geldi. Biliyorsun yaş 29 dan 30 a doğru ...
-
Sen öyle sana benzeyen her şey gibi Erirken avuçlarında ben Unutuyorum Hoşçakal Olacaklar sensiz olsun Daha durmam bo...
-
hepsi yalan dolan.Sen o kadar hayatımdan mutluyum yalnızlığımla mutluyum unuttum diye kendini ikna et sonra birden tekrar biraraya gelin o a...
-
azizim bu insanoğlu çok değişik bi varlık kendimden biliyorum hani poyrazcım karayel hep öyle derdi ya mutlulk diye bişey yok kendimden bi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder